5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Sayı: 7527) 30.07.2024 tarihinde kabul edildi; 02.08.2024 tarihinde Resmî Gazetede Yayınlanarak yürürlüğe girdi. TBMM'deki görüşmelerde, CHP, DEM ve TİP milletvekilleri etkin muhalefet sergilediler.
Ancak, Kanunun Resmî Gazetede yayınlanmasının hemen ardından, belediyeler ilgili yönetmeliğin yayınlanmasını beklemeden kanunu uygulamaya başladılar. Özellikle CHP belediyelerinin, Genel Başkanlık düzeyinde verilen sözlerin aksine bu konudaki hevesleri önemli. Yeni yönetmeliğin çıkmasını beklemeden yasaya uyma iddiasıyla hapsetmeye, katliama başladılar.
O günden bu yana, Gebze'de, Aksaray'da, Ümraniye'de, Mamak'ta bulunan barınaklarda birbiri ardısıra barınaktaki köpeklere yönelik seri şiddet, kötü muamele, katletme örnekleri gerçekleşti.
Burada, Faydalı Belgeler - etiketi altında ilgili yönetmeliğin tam metnine ulaşabilirsiniz.
Metnin öne çıkan özelliği bir yandan hayvanların korunmasından bahsederken, barınaklarda/bakımevlerinde, özel yaşam alanlarında bulunan köpeklerin barınma ve beslenme koşullarının hijyen, tıbbî yeterlik ve özen esasları üzerinden sağlanması vurgulanırken diğer yandan hayvanların korunmasıyla alâkası olmayan, 'zararlı', 'sahiplenilmeye uygun olan/olmayan', 'tehlikeli' köpeklerden bahsedilmesi. Bu sıfatların tanımının yapılmaması.
Metnin öne çıkan diğer bir özelliği korunacağı söylenen köpeklerin üretim ve satışının bir kez daha onaylanması, başka hayvanların metalaştırılması yönetmeliğin ruhunu özetliyor.
Ve nihayetinde 'ötanazi'. Bakanlık hangi başka hayvanın tehlikeli, zararlı olduğuna karar veriyor. Nerede öldürüleceğine de. Yerel yönetimlerin Bakanlığın kararına karşı çıkmaları, ilgili yerel yönetim birime öldürülmesi için bırakılan başka hayvanları kabul etmemeye ve öldürmemeye yetkisi yok.
Hoş, yetkisi olsa bu hayvanları özgür bırakacak, öldürmeyecek yerel yönetim birimi var mı? 7527 Sayılı Kanunun Resmî Gazetede yayınlanmasının ertesi günü kısırlaştırmak için aldıkları bir köpeği yasayı bahane ederek gönüllülerinin almasına izin vermeyen, kendilerine yeni yönetmelik çıkmadan eskisiyle devam etmeleri gerektiğini, buna göre de 'kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat' ilkesi doğrultusunda hareket etmelerini defalarca söyleyenlere kulak tıkayan yerel yönetim görevlileri var. Bu güzel köpek artık yaşamıyor; ya da öyle söyleniyor.
Bu arada, AYM'den ses çıkmıyor. Ne Kanun ne yönetmelik itiraz sürecinde uygulanmaz. Ama ne uygulayıcılar bilgi - vicdan sahibi ne uygulatıcılar cesaret sahibi.
Yalanın, vicdansızlığın, kötülüğün bunca genelgeçerleştiği bir dönemden geçiyoruz. Yaşam hakkı savunucularına her zamankinden daha çok ihtiyaç var; kararlılıklarına, pes etmemelerine her zamankinden daha çok...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder